METAVERSE Bir Bilinmeyene Yolculuk!

Büyük başlıklarla bize sunulan yeni bir kavramın ismidir METAVERSE. Hatta pandemi (plandemi) dünyasında sığınılacak bir liman gibi görülen, daha neyin ne olduğunu bilmeden yüzlerce dolar verilip alınan vr gözlükler işin aslında nereye varacağına dair fikir veriyor.

Sanal işe ya da yazılıma paramı verilir, sen bir şekilde halledersin neslinin çocuklarıyız biz. Peki ne oldu da yazılımın orijinalini hayatında görmemiş bu nesil sanal dünyada toprak ağası olma yarışına girdi. Bizi tetikleyen şey nedir?

Şimdi konuyu çok dağıtmadan ve çokta içine girmeden Metaverse kavramını anlamaya çalışalım.

Metaverse nedir ?
Geleneksel kişisel bilgisayarların yanı sıra sanal ve artırılmış gerçeklik cihazları aracılığıyla kalıcı çevrimiçi 3 boyutlu sanal ortamları destekleyen, internet’in varsayımsal bir yinelemesidir.
Yani şair burada ne diyor; Bu dünyadan bir şekilde kopmak isteyenlere biz belli normlarda ve kalıplarda isteyene istediği gibi bir evren ihraç ediyoruz. Psikolojik durumunuz ne ise karşılığında mutlu olacağınız bir dünyalar topluluğu. Bu dünyada belki hiçbir şey olabilirsiniz ama meta aleminde toprak ağası, müteahhit tanınmış bir insan olmamanız için hiçbir sebep yok. Kulağa hoş gelse de mevcut sistemin ana aktörlerinin burada ne diyeceği çok önemli.

Kısa dönemlerde yüksek popülizme ulaşılan kripto dünyasında, çok yeni olarak tabir ettiğimiz, dex, defi, nft gibi kelimeleri hayatımızın bir köşesine yerleştiremeden, insanlığın bulmuş olduğu en büyük buluş olarak bize gösterilmiş Metaverse’yi hazmetmemizi istiyorlar. Halbuki bu kavramlar çok yeni. Bu kavramların günlük hayatta bize ne gibi artı ve eksilerinin olacağını araştırmadan “teknolojidir, kötüsü de iyidir”. Minvalinde balıklama atlamak ne kadar doğru bir karar bunu hep birlikte ileriki dönemlerde göreceğiz.

Bugün meta aleminden arsa alanlar (ki şuan belli sitelerde kendilerinin yarattığı dünyadan satın alabiliyorsunuz) sonraki dönem insanlarının gözünde ya erken yatırımcı yani vay be olarak gıptayla anılacak ya da her yeni teknolojinin mağduru olduğu gibi o dönemin mağduru olarak lanse edilecek.
Sonuç olarak sokakta, bilyelerle, kapak oyunlarıyla çocukluğunu geçirmiş, sonraki yaşlarda kendini atari salonlarında bulmuş, sevgiliyi icq’da quest’lerde aramış bir neslin bireyi olarak şu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum.

Bu nesli ilk önce sokaktan aldılar, ardından aileden kopardılar şimdide hayattan ayırıyorlar. Peki biz nereye gidiyoruz. Sağlıcakla…